19.3.2018 Torun, Polonya
Dün Torun’a trenle bir saat uzaklıkta
olan Polonya’nın “Bydgoszcz” şehrini gezmeye gittik. Bunu iki Bulgar, bir
Romanyalı, bir Polonyalı ve bir Türk (ben) beş arkadaş kendi başımıza
planladık. Yanımızda bir Polonyalının olması çok büyük avantajdı, gün boyu bize
çevirmenlik yaptı sağ olsun. :) (Teşekkürler Jan Gabriel Stybor!)
Öğrenci kartı ile aldığımız tren
bileti yalnızca 3,5 zloty’di. Trenleri oldukça temiz ve hızlı. İstasyonlarda da
kaybolmak neredeyse imkansız. Çünkü her şey çok düzenli ve anlaşılır..
Genel olarak ulaşımın kolay olduğunu
söyleyebilirim Polonya’da. Kimseye sormadan şehrin belli yerlerindeki
haritalarla yolunu bulabilir, duraklardaki ayrıntılı açıklamalarla hangi
numaraya bineceğini hangi yöne gideceğini anlayabilirsin. İzmir kendi
memleketim olmasına rağmen orada bile hala kaybolabilen biri olarak burada
ulaşım konusunda hiç zorluk çekmedim tek başımayken. :)
Şehre indiğimizde bir tramvayla Old
Town’a (Bydgoszcz’un şehir merkezine) gittik. Pazar günü olmasına rağmen
müzeler açıktı. Önce tarih müzesine girdik. Giriş öğrenciler için 3 zloty’ydi.
Burada ilgimi çeken çok bir şey olduğunu söyleyemem. Rehber olmadığı içindi
sanırım..
Old Town’da ise bizi büyük bir
sürpriz bekliyordu. Üç ayda bir olan Festiwal Food Truckow’a (Fastfood Kamyonu
Festivali) denk geldiğimizi öğrendik. Dünyanın birçok mutfağından fastfoodlar
vardı festivalde. Çok fazla seçenek vardı. Türkiye’den de burada daha çok kebap
ismi ile bilinen döner vardı tabii ki.
Ben en geleneksel olanını istedim ve Polonyalı arkadaşıma sordum. O da, bizim yemeklerimiz zor hazırlanır o yüzden kültürümüzde fastfood bulamazsın, dedi. İlla yerli bir şey istiyorsam zapiekanki yiyebileceğimi söyledi. Ben de onu aldım. Upuzun ekmeğin arasına Allah ne verdiyse doldurdukları bir şey.. Ben Farmera olanını seçtim. Çok beğendim, yine olsa yerim. :)
Tatlı olarak da ben donat aldım, bir
arkadaşım da churro aldı. Burada en popüler tatlılar bunlar.
Daha sonra sabun müzesine gittik. Bizi
İngilizce dolaştıracak rehberin saatini kaçırmışız. O yüzden bir sonraki tur
için bir süre bekledik. Bunun girişinde öğrenci indirimi yoktu, 15 zloty ödedik
her birimiz. Müze turumuzdan önce bir sabun yapma atölyesi vardı. Bunun için
ayrı bir ücret ödemedik. Rehber bize nasıl yapacağımızı tarif etti ve biz de
onun yönlendirmesiyle istediğimiz renkte, şekilde, kokuda ve içerikle sabun
yaptık. Ben sabunum yeşil, kalp şeklinde, gül kokulu ve lavanta yapraklıydı. :)
Daha sonra tur başladı. Rehber bize
antik çağdan başlayarak Avrupa’nın temizlenme ve hatta bir dönem geçirdikleri
temizlenmeme alışkanlıklarını anlattı. Oldukça ilginçti, keyifli bir tarih
dersi aldım. Avrupalılar temizlenmeyi bizden öğrendiler klişesinin ne kadar
saçma olduğuna bir kez daha emin oldum. Temizlenmenin ve hatta temizlenmemenin
sosyolojik arka planları olduğunu bir kez daha idrak ettim, diyelim hadi. :)
Bydgoszcz’taki en sevdiğim şey bu
sabun müzesi oldu. Bir de şehrin orta yerinden geçen güzel nehri tabii ki.
Torun’dan da geçen Vistula Nehri..
İyi dileklerimle..
Maya
Yorumlar
Yorum Gönder