Polonya'da ikinci gün

22.2.2018 Torun, Polonya

Bugün Torun’daki ikinci günümdü. Oryantasyon haftasının ise ilk günü.. Sabah 9’da sunumlar başladı. Yapmamız ve bilmemiz gereken her şey tane tane anlatıldı. Hatta üç sayfalık yapılacaklar listesi gibi bir şey verdiler, yaptıklarımıza tik koyacakmışız. Yani her şey o kadar açık ki.. Erasmus’a atılmadan önce bu prosedürler gözümde çok büyüyordu. Evet prosedür çok ama zor değil.

Sunum esnasında bir sorum vardı ve elimi kaldırıp tüm erasmus öğrencilerinden sorumlu olan Nina’ya bir soru sordum. Sen Maya’sın değil mi, dedi. Sonra da, ben hepinizin ismini fotoğraflarınızdan biliyorum, dedi. Bu beni çok etkiledi. Vay, insandaki meslek aşkına bakın! Amfide 100 kişiden fazlaydık sanırım ve Nina hepimizi gelmeden önce gördüğü resimlerimizden tanıyor. Bir de ben saçımı falan kestirmiştim, gözlük takmıştım. Yine de tanıdı. :)

Sunumların arasında bir kez kahve arası oldu. Kahve ve bitki çaylarını alacağımız yerin orada sandviç servisi de vardı. Ben de Türk bir öğrenci olarak tok olmama rağmen 4 tane alıp çantama koydum tabii ki. Akşam yerim dedim. :) Sandviçler çok güzeldi! Belki de bedava diye bu kadar güzel geldi..

Buraya gelecekseniz ve sigara içiyorsanız ya sigarayı bırakın ya da zula yapın gelin derim. Çünkü sigara burada biraz pahalı. En ucuz sigara paketi 14 zloty (15.70 tl). Tütün de tercih edilebilir ama o da açıkta satılmıyor ve tabii ki o da Türkiye’ye göre biraz pahalı. Alkol ise tam tersi çok çok ucuz. Bir şişe bira ve bir şişe su burada hemen hemen aynı fiyatta. Elbette markadan markaya fark ediyordur ama genel olarak böyle.

Bugün fakülte koordinatörü ile görüşmemiz vardı onun için tramvay kullanmak zorunda kaldım. Henüz öğrenci kartım olmadığı için bahsettiğim aylık biletten alamadım. Bu yüzden tanesi 2.80 zloty bilet almak zorunda kaldım ve kendimi çok kazıklanmış hissettim. Günlük yola 5.60 zloty vermiş oldum, ben bu parayla kaç tane noodle alırdım burada. :)


  

Burada Türkiye’den farklı olarak kimse kafasına göre karşıdan karşıya geçmiyor. Benim için oldukça zor bu. Çünkü boş yol gördük mü hemen geçelim diyoruz biz Türkler. Ama buradaki amcalar, teyzeler yol boş olsa da sakince bekliyorlar ışığı. Ya da ışık yoksa çok kısa mesafelerde yaya geçitleri var. Yaya geçidinin başında bekleyince seni gören ilk araba duruyor. Fakat Türkiye’de böyle mi? Türkiye’de yaya geçidi yayanın değil, öyle bir şey yok!

Bugün yine markete gittim. Burada Türkiye’deki BİM kıvamında bir market var, Biedronka! Daha önce gittiğim daha küçüğüydü, bugün büyüğüne gittim ve daha önce bulamadığım bir şey buldum, yoğurt buldum. :) Ufacık paketlerde meyveli yoğurtlar vardı ama sade yoktu. Eğer yoksa kendim yapmayı falan düşünüyordum ama varmış. :) 

Marketten süt almak istedim. Çok fazla süt markası var ve aynı markaların çeşitleri var. Tamam var da hangisini alacağım şimdi? Hangisi tam yağlı, hangisi yarım yağlı, hiçbir şey anlamadım, çünkü üstünde tek kelime İngilizce yazmıyor. O yüzden birkaç paket aldım ben de. Zamanla hangisini beğendiğime karar verip hep aynısından alacağım. :)
Markette ilgimi çeken bir başka şey ise Kefir! Türkiye’de çok yaygın olmayan ve pahalı olan kefir burada yaygın ve ucuz. Bin derde devaymış diyorlardı, ucuz bulmuşken bol bol tüketmeyi düşünüyorum burada.



Torun’da henüz ikinci günümdeyim. Daha paylaşacağım çok şey olacak. Şimdilik deneyimlerim tazeyken aktarmak istediklerim bu kadar.

İyi dileklerimle..
Maya



Yorumlar